Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
İhmalyan, 1922 İstanbul doğumludur. Güzel Sanatlar Akademisine girmiş ve okumuştur. Bedri Rahmi Atölyesinde çalışmış, okula girdiğinde, resim yeteneği dikkate alınarak bir sınıf atlatılmıştı. Ancak, Abidin Dino ve bazı arkadaşlarını yurt dışına çıkmağa zorlayan aynı nedenlerden ötürü Jak da Türkiye’den ayrıldı. Ama gittiği yerlerde Anadolu insanının çilesini kafasında götürdü. Otuz yıla yakın bir süre evrensel konular yanında, Anadolu insanını çizdi. Dünyanın dörtbir yanında ülkemizin yoksul insanlarını resimleyen sergileri açtı. O kadar ki ölümünden çok kısa bir süre önce bile, yaptığı tabloları görenler onun gene kısa bir süre önce Türkiye'ye gelip gitmiş sanırlardı .Oysa Türkiye, hep onun kafasındaydı...
... Jak türlü kültürel etkilere açık bir ortam içinde yetişti. Bu yüzden zengin ve çok yönlü bir eğitimi olmuştur. Çok okuyan, iyi bilen, paleti kurumayan sanatçıydı. Aylarca, bütün gün ve gece yarılarına kadar çalıştığını bilirim. Jak'in resimleri evrensel sanat ölçüleri içinde değer taşır. Resimlerinin bir kısmı ailesinde, bir kısmı da müzelerdedir...
... Bize Batıdan gelen sanat teorilerine göre estetik, "güzelin bilimi"dir. Oysa, aslında, "gerçek dünyanın estetik algılanmasının bilimi" diye tanımlamak gerekir. Bana kalırsa, Jak da bu ikinci tanımlamanın doğruluğuna inanıyordu. Bundan ötürü, hangi ressamları sevdiğini açıklamak için art arda ad sıralamayı doğru bulmuyorum, insan onun yaptıklarına bakarak, renk yönünden "Fauvisme"e yakın olduğunu düşünebilir. Herhalde Matisse'e vurgundu, Van Dongen'i takdir ediyor, Manguin, Camoin, Puy, Derain, Flandrin ve Friesz'i beğeniyordu. En son kaldığı ülkede Viktor Popkov, Aleksey Tyapuşkin, İlya Tabenkin, Rasim Babev ve tabii Salahov'u tutuyordu. Dino'nun desenlerine hayrandı, Bedri Rahmi için de "bana bir renkli tablosunu versin, tüm yaptıklarımı ona devretmeye hazırım," demişti. ...
... Jak'ın adı ve konuları Türkiye boyutunu çoktan aşmıştır. Ancak, Türkiye resim sanatının içinde bir yeri olmalıdır. Doğduğu toprağın insanlarına daha yirmisine varmadan resim ve siyasal eylem yoluyla eğilmiş olması ve anayurduna bağlılığı yapıp bıraktığı tabloların hemen hemen yarısında barbar bağırışı bizi ona hakkını teslim etmek zorunda bırakır. İnançlarının en belirgin yanı işçi sınıfının davasına sarsılmaz biçimde bağlılığıydı. Onu tanıyanlar Jak'ın bu çizgideki dürüstlüğünü iyi bilirler. Yaşamının tüm ayrıntıları Jak'ın hiçbir şeyi kendi çıkarı için yapmadığının kanıtıdır. Zamanla aydınlarımız ve bu ülke insanları, toprağımızın çileli ve yetenekli sanatçılarından biri olan Jak İhmalyan'ı kucaklamasını bilecektir.