JAK  İHMALYAN             
1922 - 1978                  


  

Ana Sayfa

Biyografi

Ben Kimim?

Foto Galeri

Video Galeri

Boyalı Resim

Grafi Sanatı

Yakma Sanatı

Şiirlerden Seçki

Hakkında

Düşünceler

Bağlantı






H A K K I N D A

Aziz Nesin

...Hititlerden, İon'lardan, Selçuklulardan, Bizans'tan, Osmanlı'dan, Ermeniden damıtılmış has Anadolu çocuğu, bütün Anadolu toprağının tüm uygarlıklarının kalıtımcısı; ondaki gönül zenginlikleri başka türlü olamaz...

Kırkla altmış yaşlarındaki insanlar arasında 12 yaş fark önemli değildir, belli bile olmaz. Ama, gençlikte ve yaşlılıkta 12 yaş fark, çok önemli. 20 yaşında bir delikanlı, 32 yaşında bir insandan çok küçük görür kendini. 32 yaşındaki adam da, 20 yaşında bir delikanlıyı daha çocuk olarak görür.

Jak'ı ben hep bir çocuk olarak gördüm, çünkü onu tanıdığımda ben 32 yaşımdaydım, o da yirmisinde bir gençti. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisiydi. Harbiye Askeri Cezaevinde tanışmıştık. Yıl 1947... Mavi çubuk çizgili basmadan yada pazenden bir pijama giyerdi, ayaklarında da hep takunya olurdu. Yazları çorap giymezdi takunyalı ayaklarına.

Cezaevine sokulan siyasi tutuklular, Jak'ın o zamanki yaşındaysalar, anababaları benim yaşımdadırlar. Eşlerinden ve çocuklarından utanırlar. Bilinçli bir siyasi tutuklu, bunlardan başka hiçkimseye karşı utanç duymaz. Anababa, çocuklardan utanırlar, çünkü artık siyasi tutukludurlar vb. onların eline bakar, tüketicidir, bir hazır yiyicidir. Eşine ve çocuklarına bakacak gücü yoktur. Yaşlı anababa parasıyla geçinecektir. Cezaevinde böyle olunca aşırı tutumlu olmak zorundadır siyasi tutuklu. Giysileri, ayakkabısı eskimeyecek. Jak'ın da cezaevi içinde takunyayla, pijamayla dolaşması, sanırım, hepimiz gibi tutumlu davranmak gereksinmesindendi. Aradan yıllar geçti. Jak'ın saçları da ağarmaya başladı. Ama benim gözümde Jak hep o takunyalı, mavi çubuklu pazen pıjamalı 20 yaşında bir Akademi öğrencisi olarak kaldı; hep öylesine çocuk...

Öldüğünde yaşının 55 olduğunu öğrenince çok şaşmıştım. Sanki aradan geçen upuzun ve acılarla dolu 32 yıl bana sanki beş altı yılmış gibi geliyordu. Cezaevinin küçücük avlusunda dolaşan o pijamalı, takunyalı çocuk nasıl olur da 55 yaşında olabilir...

Bana öyle gelir ki, benim bu eski cezaevi arkadaşım da, aramızdaki 12 yaş farkını anımsadığı için, bana yazdığı mektuplarına hep "Aziz Ağabey" diye başlardı. Onun bana çocuk görünmesi, bu önemsiz 12 yaş farkından değildir. O, dünyaya hep gülen çocuk gözleriyle bakmıştır.

Yanılmıyorsam, cezaevinden yedi sekiz ay birlikte olmuştük. Bu sürede onu herkes benim gibi gülümseyen gözleriyle gömüştür. En zor, en acılı günlerde bile gözlerinden gülümseyen bir çocuk bakardı...

Beni başka cezaevine göndermişlerdi. Aradan zaman geçti, başka bir cezaevinde yine buluşmuştuk. Sonra uzun yıllar göremedim Jak'ı. Sabahattin Ali'nin öldürülmesi, Nâzım Hikmet'in yurtdışına çıkmak zorunda kalışı, Türkiye'de pek çok ilerici aydını etkilemiştir. İşçi sınıfı davasını benimsemiş olan yazarlar cangüvenliği duymuyorlardı. İşte bu etkiyle olacak, Jak da canını yurtdışına attı. İyi mi yaptı kötü mü? O dönemin koşullarını iyice bilmeden bişey söylenemez. Yalnız ben şuncasını söylemeliyim ki, ne Türk halkı, ne Türk aydını, Ermenileri kendilerinden ayırdetmemiştir. Ama o zamanki siyasi polise ve yönetenlere gelince aynı şey söylenemez. Bizler solcu olarak aşağılanır ve aşağılanmaya uğrarken, Ermeni arkadaşlarımıza bize yapılanın çok daha ağırı yapılmıştır. Solculuk bir suç, ama solcu Ermenilik yasa önünde değilse de, yasaları uygulayanların gözünde daha da ağır suçtu.

İşte Jak'ın yurtdışına canını atmasında bütün bunların etkisi vardır sanırım. Jak, Lübnan'ı, Fransa'yı, Polonya'yı, Çın'i dolandı durdu, sonunda Sovyetler Birliği'ne geldi, Moskova'ya yerleşti. Resimlerinden, şiirlerinden ve konuşmalarından kesin olarak biliyorum ki, Jak dünyanın her neresine gittiyse, Anadolu'yu da oraya götürdü, çünkü Jak Anadolu'nun tam kendisiydi.

Resimlerine bakınız; bunlar Moskova'da yaşarken yaptığı resimlerdir. Ama hep Türkiye'nin resimleridir. Bu resimlerde burcu burcu Türkiye özlemi tüter. Sevgili Ermeni Jak, benim hep çocuk kalmış Ermeni kardeşim, Türkiye'nin insanı olarak doğdu, Türkiye insanı olarak yaşadı ve öylece öldü.



Copyright © 2007 & Web-design: Vache Ihmalian

Сайт создан в системе uCoz